KIRMIZI BALIGIN MACERALARI ...

30 Eylül 2007

Şarkılar

Kırmızı Balık son günlerde şarkı söylemeye başladı. İlk söylemeye başladığı şarkı Kardan Adam. Kırmızı Balık gelen istekleri hiç geri çevirmiyor ve her defasında bıkmadan şarkısını söylüyor. Kırmızı Balık’ın söylediği haliyle Kardan Adam:
Kardandam, senden korkmaz bemim babam! Süpürgen var.
Şarkı burada bitiyor. Şarkıyı daha uzun bilenler varsa doğrusu yukarıdaki gibidir, buradan öğrenebilirsiniz.
İkinci şarkımız Küçük Kurbağa. Bu şarkı için o kadar istekli değil Kırmızı Balık, hem de bu şarkı çok kısa: küçük kurbağa küçük kurbağa
Bu şarkı da burada bitiyor, çok kısa olduğu için Kırmızı Balık bu şarkıyı yeterince anlamlı bulmuyor, nadiren söylüyor.
Üçüncü şarkımız İyi ki doğdun! İşte Kırmızı Balık buna bayılıyor. Hem bu şarkı daha uzun, söyleyince şöyle bir keyfi çıkıyor.
İyi ki doğdun Irmaaak, İyi ki doğdun Irmaaak, İyi ki doğdun Irmaaak, Mutlu yıllar sanaaa
Kırmızı Balık bazen isimlerde değişiklik yapıyor, anne babaya söylüyor şarkısını. Bu şarkıyı genelde mum ışığında söylüyor Kırmızı Balık :) Yaşgünü mumu mutlaka yakılıyor, Kırmızı Balık üflüyor, başlıyor şarkısına. Sonra tekrar mum yakılıyor, Kırmızı Balık üflüyor, şarkıyı bir daha söylüyor. Sonra tekrar mum yakılıyor, Kırmızı Balık üflüyor, şarkıyı bir daha söylüyor. Sonra tekrar mum...
Dördüncü ve şimdilik son şarkımız Bye Bye Babies. Bu şarkı da Kırmızı Balık’ın gençlik hatta çok gençlik günlerinden. Bu şarkı Kırmızı Balık’ın havuza gittiği zamanlardan... Ders bitiminde minik balıklar öğretmenlerine ve birbirlerine bu şarkıyla veda ederlerdi. Derslerin bittiği günden bu yana bu şarkı pek söylenmemiş olmasına rağmen bir gün Kırmızı Balık bu şarkının melodisini kendi kendine söyleyince anne ve baba bu nostaljik şarkıyı hemen günlük hayata soktular ve o gün bugündur bu şarkıyı da söylüyoruz, seviyoruz.

19 Eylül 2007

Çalışma masası

Kırmızı Balık sabahları uyandığında yatağından “anne kucağıma” diye seslenir, anne biraz gecikirse gittikçe artan ses tonuyla kucağa alınma isteğini tekrarlar, işi ağlamaya kadar götürebilirdi. Özellikle hafta içi günlerde bir koşturmaca halinde olan anne baba Kırmızı Balık’ın uyanma çığlığı ile onu da çabucak hazırlamaya ve evden bir an önce çıkmaya çalışırlardı.
Sonra bir gün babası Kırmızı Balık’a boyuna uygun cicili bicili bir masa ve sandalye alıp geldi. Kırmızı Balık tüm boyama çalışmalarını bu masada yapmaya, yemeklerini burada yemeye ve hatta boş zamanlarını burada geçirmeye başladı. Masanın gelişinden sonraki gün anne ve baba sabah hazırlıklarını tamamlayıp Kırmızı Balık’ın uyanmasını beklemeye başladılar. Kırmızı Balık kalkmadığı için anne işe geç kalıyordu. Sonunda Kırmızı Balık’ı uyandırmak için odasına giden anne ve baba Kırmızı Balık’ı masasında, elinde boya kalemleriyle günlük çalışmalarına başlamış halde buldular. Kırmızı Balık uyanınca anneyi çağırmak, bağırmak bir yana, gık çıkarmadan makamına geçmiş, günlük işlerine başlamıştı.
Bundan sonra işe geç kalmamak için Kırmızı Balık’ın masasını gözden kaçırmamak gerekiyor.

06 Eylül 2007

Cici ev

Geçen akşam Kırmızı Balık eve akşam geç bir saatte döndü ve kapıyı açıp da karanlık eve girince “Anne! Saat 13, kork” dedi doğal olarak. Anne ve baba Kırmızı Balık’ın korkmasını engellemek için “bak burası bizim evimiz, korkacak bir şey yok, cici evimiz, güzel evimiz” diye Kırmızı Balık’ı ikna etmeye çalışırken Kırmızı Balık gözüne kestirdiği en yakın duvara doğru koşmaya başladı. Minik kollarını iki yana açıp duvara sarıldı ve “cici ev, cici ev” diyerek duvarı öpüp evine olan sevgisini en güzel biçimde gösterdi. Neymiş? Evimizi seviyorsak şımarmasından korkmadan duvarlarını öpüp ona bu sevgimizi göstermemiz gerekiyormuş!

Saat 13

Kırmızı Balık herhangi bir nedenden dolayı korktuğunda bunu anlatmak için ilginç bir yöntem geliştirdi. Hemen minik kaşlarını çatıyor, en yakınında kim varsa ona yapışıyor ve “Saat13! Kork!” diyor. Anne ve baba korkmakla saat 13’ün ilişkisini hala çözememiş olmakla birlikte eğer saat 13’se hemen Kırmızı Balık’a sarılarak neden korktuğunu anlamaya çalışıyorlar. Kırmızı Balık akşam karanlıkta eve girdiğimizde, yüksek bir ses duyduğunda, onu tedirgin eden bir mekanda vs hemen saatin 13 olduğuna karar veriyor. Kırmızı Balık 30 Ağustos’ta yaptığı Kapadokya gezisinde Derinkuyu yer altı şehrini “saat 13! Saat 13!” nidalarıyla gezdi.